- Tarih İncelemeleri Dergisi
- Vol: 36 Issue: 1
- The War Between Period and Exclamation Mark: New Reality and Nagorno-Karabakh: The Cemre that Fell t...
The War Between Period and Exclamation Mark: New Reality and Nagorno-Karabakh: The Cemre that Fell to Nagorno-Karabakh
Authors : Vefa Kurban, Oğuzhan Ergün
Pages : 209-251
Doi:10.18513/egetid.974614
View : 14 | Download : 4
Publication Date : 2021-07-28
Article Type : Research
Abstract :Jeopolitik etki potansiyeli ile her zaman rekabet alanı olan Kafkasya ve Türkistan, Çarlık dönemlerinden itibaren Rusya’nın Stratejik Ağırlık Merkezlerinden birini oluşturmuştur. Stratejik kültürü yüzyıllar boyunca yayılmacı politikalar üreten Rusya, siyasi sınırlarını sürekli genişletirken, Kafkasya rekabet alanında Osmanlı Devleti ve İran ile çatışmıştır. 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kazak bölgeleri ve bağımsız Türk devletleri (Hive, Hokand ve Buhara) Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmiştir. Emperyal Çağ aynı zamanda Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerinde himaye politikaları ile etki alanını genişlettiği bir dönemdir. Yakın dönemde ise bölgesel güç projeksiyonunda "Yeni Gerçekliği” kabul eden Türkiye uzun süre bölgeden uzak durmuştur. Soğuk Savaş’ın dondurduğu bir kısım etnik ve kültürel sorunların yanı sıra mekânın bölüşüm sorunları, Soğuk Savaş’ın bitimi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması ile gün ışığına çıkarak ısınmış ve ısıtılmış, Kafkasya coğrafyası, güneyi ve kuzeyi ile çeşitli milli meselelerin ön planda olduğu ve çatışmaların yaşandığı döneme geri dönmüştür. Ermenistan’ın, Rusya’nın sponsorluğu ve fiili askeri desteği ile gerçekleştirdiği işgal eylemleri Azerbaycan’ın egemenlik haklarını çiğneyerek, çok büyük sosyal ve ekonomik zararların yanı sıra, Azerbaycan ve Türkiye’nin jeopolitik etki potansiyelini zayıflatmış, Türkiye ve Türkistan arasındaki doğrudan bağlantı olanaklarını ortadan kaldırmıştır. Vladimir Putin’in Rusya Federasyonu’nun başına geçmesi ile Rusya, Çarlık Rusya’sı ve Sovyetler Birliği dönemlerinde de olduğu gibi bölge kontrolünü ve ötesinde emperyal hakimiyeti hedeflemiştir. Dışişleri Bakanlığı görevine Ermeni kökenli Sergey Lavrov’un getirilmesi ise Güney Kafkasya bölgesindeki hareketliliği daha da arttırmıştır. Son tahlilde Paşinyan’ın Hankendi’ni ziyareti sırasındaki "Karabağ Ermenistan’dır ve Nokta” ifadesi, İlham Aliyev’in "Karabağ Azerbaycan’dır ve ünlem!” karşılığı ile başlayan süreç Ermenistan’ı mutlak mağlubiyete ve Rusya’nın çaresiz bir vilayeti konumuna itmiştir. Ancak gerçek hayatta sıfır toplamlı oyunlara rastlanmamaktadır. Bu çalışmada Trans-Kafkasya’ya 27 Eylül 2020’de ilk şehit ile düşen cemre ve yeni gerçeklikler tartışılmaktadır. Zafer sonrasında dengeler nasıl oluşacak veya oluşmayarak üçüncü ülkeler açısından çatışmalı bir döneme mi girilecektir? Aliyev’in Yeni Gerçekliği askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan ne tür bir iklim değişikliği içerecektir? Makale bu sorunun cevabını tarihi geçmişi ve stratejik kültürü sorgulayarak açıklama gayreti göstermektedir.Keywords : Trans-Kafkasya Jeopolitiği, Rus Stratejik Kültürü, MİNSK Üçlüsü AGİT ve Karabağ Sorunu, Ermenistan Azerbaycan Savaşı, Rusya ve Güç Dengeleri, İran ve Karabağ Sorunu, Molla Rejimi ve Etnik Gerçeklikler