- Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Sayı: 51
- Mu’tezile’nin Ortaya Çıkışı: Dinî ve Sosyokültürel Çevre
Mu’tezile’nin Ortaya Çıkışı: Dinî ve Sosyokültürel Çevre
Authors : Galip Türcan
Pages : 215-248
Doi:10.59149/sduifd.1411880
View : 106 | Download : 53
Publication Date : 2023-12-30
Article Type : Other
Abstract :Mu’tezile’nin oluşumuna ilişkin ilk fikrî temelin nerede nasıl ortaya çıktığı tarihî veriler üzerinden tespit edilecek niteliktedir. Buna göre Mu’tezile’nin kurucusu Vâsıl b. Atâ, Medine’de dünyaya gelmiş ve sonraki süreçte güçlü bir şekilde benimseyip savunacağı itikâdî/kelamî tercihleri yine orada almış olduğu sistematik dersler üzerinden bir anlamda inşa etmiştir. Hz. Ali’nin torunu ve Muhammed ibnu’l-Hanefiyye’nin oğlu olan Ebû Haşim, Vâsıl b. Atâ’ya ders vermiş ve onun başkalarına göre farklı sayılabilecek tutumlarının gelişimine etkin katkı sağlamıştır. Vâsıl b. Atâ elbette Ebû Haşim üzerinden Muhammed ibnu’l-Hanefiyye’nin dinî/itikâdî görüşlerine de ulaşmış olmaktadır. Nitekim Mu’tezile tabakat kitapları Ebû Haşim’in, mu’tezilî tenzih tutumunu Vâsıl b. Atâ’ya öğrettiğine ilişkin açık tespitleri bize bildirmektedir. Şu halde tenzîhî tutum Ebû Haşim ve Muhammed ibnu’l-Hanefiyye yoluyla Hz. Ali’ye dayandırıldığı gibi sahabenin ileri gelenlerinin de aynı yaklaşımı benimsediği yine sözü edilen tabakat kitaplarında dile getirilmektedir. İnsanın iradesi ve sorumluluğu da ilk günden itibaren Mu’tezile tarafından savunulmuş ayrıca bu temel mezhebî tercih kendi iddialarına göre sahabenin belli kesimi tarafından tam da mu’tezilî yaklaşımın belirlediği çerçevede anlaşılıp itikâdî bir ilke olarak kabul edilmiştir. Vâsıl b. Atâ Basra’ya geçtikten sonra en yakınındaki kişi olan Amr b. Ubeyd ile birlikte Hasan Basrî’nin ders halkasına katılmış ve büyük günah ile ilgili bir tartışma sonucunda her ikisi de hocalarının ders halkasından ayrılmıştır. Ancak tarihî kayıtlar gösteriyor ki ilerleyen süreçte belirginleşen ilk i’tizâlî yaklaşımlar tanımlanırken konular dolaylı bile olsa Hasan Basrî ile de müzakere edilmiştir. Mu’tezile’nin ortaya çıkışını ve gelişimini daha iyi kavramak, dinî kültürel zemini yanında içine doğduğu sosyokültürel ve siyasî çevrenin ayrıca değerlendirilmesini gerektirmektedir. Mu’tezilî kurucu kimliğin hem kişiler hem de toplumsal kesim bağlamında ele alınıp irdelenmesi ve ilgili kimliğin inşaında etkin olan bilimsel kültürel çevreye ayrıca işaret edilmesi söz konusu değerlendirmeye dahildir. Vâsıl b. Atâ ile Amr b. Ubeyd’in kişisel düzeydeki bilimsel merakları, dinî bilgiyi yeniden tanımlama istekleri ve bunu çevreye yayma arzuları, siyasî hedefleri, kendilerini güçlü şekilde ortaya çıkaran Araplar dışındaki Müslüman çevre yani mevâlî, yaşadıkları ve Mu’tezile’yi kurdukları Basra’nın ve onun yakınındaki Kûfe’nin dinî kültürel ve sosyal açıdan farklılığa izin veren ve siyasî ayrışmayı besleyen, barındıran yapısı, esasen itikadî bir mezhep olarak Mu’tezile’nin farklılaşması bakımından son derece önemlidir. Bunun yanı sıra Müslüman toplumda yaşayan mevâlînin dinî, sosyokültürel ve siyasî bütün faaliyetlerinde kadîm İran kültüründen sürekli destek alması, İran coğrafyasında yer alan ve Yunan felsefî kültürünü yüzyıllar boyunca muhafaza eden yakınlardaki bilimsel merkezlerin ürettiği dinî-felsefî nitelikli bilginin doğrudan ya da dolaylı bir şekilde Basra’ya ve Kûfe’ye ulaşması, müdahaleci tutumunu hiç ihmal etmeyen kadîm İran siyasî kültürünün dinî/itikadî ayrışma zeminini, ayrışma lehine olmak üzere, belli ölçüde tahkim etmesi, mu’tezilî farklılaşma bakımından değerlendirilmelidir. Mu’tezile’nin, ortaya çıktığı dönemde, özellikle ilahî sıfatları nefyederek Emevî iktidarının, cebri bir siyasî argüman olarak istismar etmesine karşılık yapıp etmeleri konusunda insan iradesini ayrıca vurgulaması hem dinî/itikadî hem de toplumsal ve siyasî alanda ciddi değişimlere sebep olmuştur.Keywords : Kelam, Mu\'tezile, Emevîler, Mevâlî, Cebr