- Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Sayı: 51
- Aristoteles’e Göre Kanıt Temelinde İnanç, Bilgi ve Mantık İlişkisi
Aristoteles’e Göre Kanıt Temelinde İnanç, Bilgi ve Mantık İlişkisi
Authors : Hülya Altunya, Saliha Keleş Türkyilmaz
Pages : 81-97
Doi:10.59149/sduifd.1273897
View : 71 | Download : 45
Publication Date : 2023-12-30
Article Type : Research
Abstract :Aristoteles’te bilgiye dair inceleme, düşüncenin varlığa dair öngörülen özdeş yapısından hareketle ontolojik gerçekliğin akli yetkinliğin konusu olmasını temel alan bir mantıki sistem üzerindendir. Bu doğrultuda Aristoteles’e göre epistemik bir inceleme bilgiye konu olanın düşüncenin akli formları üzerinden açık kılınması yani kanıtlanmasına yöneliktir. Bu bağlamda bu makalenin konusu, Aristoteles’in mantık görüşü temelinde, inanç ve mantık arasında kurulabilecek bir ilişkide, inanç ifade eden önermelerin kanıt niteliği ve epistemolojik olarak anlamlandırılmasının mantıki açıdan rasyonel bilgi değerinin ne olduğu problemidir. Aristoteles’in klasik mantıki epistemolojisi, kanıtla erişilebilir varlık düzlemi üzerine inşa edilmiştir ve bu varlık düzlemine dayalı bir bilme eylemi, akli yetkinliğin erişilebilir kaynakları olarak duyu ile düşüncenin ortak önermeleri ve bunlar üzerine inşa edilen doğru önermeler demektir. Ancak çoğu inanç konusu olanda akli kanıta dayalı bir temellendirme ile tasdik, duyu verileri yahut ortak düşünceler üzerinden mümkün olamamaktadır. Yani inanca konu varlıkların akli bulunuşu, her inanç konusu için klasik mantıki kanıtlamada temel alınan özdeşlik esaslı prensiplerin erişilebilirlik odaklı gerçeklik niteliği ile uyuşmamaktadır. Bu bakımdan bu makalenin inceleme kapsamı, inanç ile başlayan bir bilme eyleminde inanç konusuna dair temel önermenin oluşum düzlemiyle sınırlıdır. Bu kapsamda inancın özdeş dolayısıyla kesin akli bir kanıtlamanın rasyonalitede esas alındığı klasik mantıki bakış açısında problematik bir temel ortaya koyması nedeniyle Aristoteles’te inanç ile bilginin birbirinden ayrılması da söz konusudur. Makalede ele alınan bir tespit olarak bu ayrım, Aristoteles’in epistemolojisinde bilgi ile inanç arasında kesişim kümesi olmayan bir ayrıklık anlamına gelebildiği gibi, henüz bilgi olmayanın inanç olmasına dair de olabilir. Yani inanç, bir bakımdan bilgi olabilene de dairdir. Bu manada inanç, Aristoteles’te bilgi olma imkânı bulunan ve bilgiye dair bir unsur olarak da zikredilendir. Böylece inanç, epistemik başlangıç niteliğiyle Aristoteles’te bilgi ve mantık için kanıtın temelinde yer alana dairdir, denebilir. Böylece makalenin bir diğer tespiti, klasik mantıki ve rasyonel kanıtlamanın dayanağının, epistemik temel inançlar olan ilkeler olarak görünmesidir. O halde inanç, Aristoteles’te kanıta dayalı mantıki tasdikte en temelde yer alan ilkesel/ilksel akli hale, dolayısıyla rasyonel bir kanıtlamada da mantığın ilk önermesine karşılık gelebilir. Bu doğrultuda makalede inancın incelenme yöntemi, Aristoteles’in eserlerinde bir yönden bilgi ile ayrılan bir unsur olmasının yanı sıra bir diğer yönden bilgi için bir gereklilik de olabilmesinin analizidir. Aristoteles’te düşüncenin mantıki analizinin, bilgi hususunda kanıt olarak kullanılmasında, inceleme konusu yapılan esas itibariyle varlık hakkındaki akli karar yani mantıki önerme olup, bilgiye esas varlığın kendisi değildir. Bu bakımdan Aristoteles’e göre rasyonel bir kanıtlama, bilgi olup olmamanın -varlıkla özdeş akli bağlantıların düşüncedeki mevcudiyetinden hareketle oluşan- önerme üzerinden incelenmesidir. Bu bağlamda bu makalenin amacı, inancın önermesel bir düzlemde ve Aristoteles’in varlık-bilgi özdeşliğine dayalı kanıtlaması doğrultusunda, akli kanıta konu olması bakımından hem bir gereklilik hem de bir problem ortaya koyan yönleri de göz önüne alınarak, klasik mantıki kanıtta nasıl ele alınabileceğinin rasyonel nitelikli bir tespitidir.Keywords : İnanç, Bilgi, Mantık, Kanıt, Epistemik Gerekçelendirme.