- Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Issue: 50
- Cebrî Tutumun Teolojik Savunusu -Cehm b. Safvân Bağlamında Bir Değerlendirme-
Cebrî Tutumun Teolojik Savunusu -Cehm b. Safvân Bağlamında Bir Değerlendirme-
Authors : Galip Türcan, Fatmanur Ceran Köksal
Pages : 64-80
Doi:10.59149/sduifd.1276418
View : 53 | Download : 37
Publication Date : 2023-06-30
Article Type : Research Article
Abstract :Müslüman din kültüründe mevcut cebrî tutumlar İslam öncesi Arapların kader anlayışı ile ilişkilendirilmektedir. Cahiliye dönemi Arapları arasında kaderle ilgili farklı yaklaşımlar olduğu bilinmekle birlikte özellikle cebr içerikli kader anlayışı yaygın biçimde kabul edilmektedir. Bu, önemli ölçüde toplumun sosyokültürel yapısı ile ilgili olup bedevî yaşam biçimi kader inancını beraberinde getirmiştir. Fakat ilahî iradenin her şeyi belirlediğini ve insanın bu belirlenmiş kadere tabî olduğunu ifade eden cebr anlayışı naslar üzerine inşa edilebilecek düzeyde dinî/itikadî açıdan ayrıca zemin bulabilmektedir. Öyle ki dinî metinler Tanrı’ya ilişkin söylemi güçlendirirken ilahî iradeyi de her açıdan mutlak nitelikte tanımlamış ve cebrî bir söylemi ilk elden inşa etmiştir. Böylece din ile ilgili temel prensipleri barındıran Kur’an bu prensipleri Allah’ın mutlak irade sahibi olmasıyla bir anlamda sonuca bağlarken söz konusu prensipleri insanlara bildiren Peygamber’in ilahî irade ile ilgili ifadeleri çokça dile getirdiği de görülmektedir. Müslüman dinî düşünceyi şekillendiren naslar ilahî iradenin mutlak anlamda belirleyici olduğuna dair teolojik iddiayı beraberinde getirse de dinî bir tutum olarak cebrin itikadî tartışmalarda önemli bir yer işgal etmesi esasen siyasî bir zeminde güçlendirilmesi ile gerçekleşmiştir. Emevî yöneticilerin siyasî meşruiyetlerini ve siyasî tutumlarını doğrudan Allah’ın iradesine dayandırmak suretiyle geliştirdiği cebr politikası kelamdaki irade tartışmalarının en belirgin hareket noktasıdır. Diğer bir ifadeyle Müslüman toplumda vurgulanan mutlak ilahî irade algısı o dönemde toplumun en üst kesimi tarafından ve en güçlü söylem biçimi olan siyasî bir dille savunulmuştur. Böylece Emevî cebr politikası yalnızca cebrî tutumların değil aksi yönde ortaya çıkan kaderî yaklaşımların dolayısıyla kelamdaki irade probleminin olgusal gelişiminde önemli bir rol oynamış ve devam eden süreçte söz konusu yaklaşımlar itikadî boyutta yeniden tanımlanarak ele alınmıştır. Cebrin yaygın biçimde dile getirildiği Emevîler döneminde yaşayan Cehm b. Safvân sonuçları bakımından Emevî cebr iddiası ile büyük ölçüde benzerlik arz eden cebrî bir tutumu savunuyor gözükmektedir. Ancak Emevî yöneticilere karşı isyan hareketinde yer alması başta olmak üzere cebre ilişkin dinî/itikadî nitelikli çözüm önerileri sunması Cehm b. Safvân’ın söz konusu siyasî cebr iddiasından farklı bir görüş benimsediğini göstermektedir. Cehm b. Safvân’ın cebr iddiası itikadî tercihleri bağlamında gelişen teolojik bir çıkarım olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle Cehm b. Safvân’ın cebrî tutumu benimsemesindeki motivasyonun ne olduğuna ilişkin bir soru irade konusunda geliştirilen yaklaşımlar içerisinde önemli bir yer tutan cebr kavramının dinî/itikadî zemini ile ilgili bilgi verecektir. Nitekim söz konusu cebr ancak Cehm b. Safvân’a nispet edilen diğer itikadî yaklaşımlar içerisinde değerlendirildiği takdirde teolojik gerekçesi ile birlikte niteliğini ele verecektir.Keywords : İrade, cebr, Cehm b. Safvân, sıfat, tenzih