- Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Issue: 49
- SCHOPENHAUER FELSEFESİNDE PLATON’UN ETKİSİ ÜZERİNE BİR ANALİZ
SCHOPENHAUER FELSEFESİNDE PLATON’UN ETKİSİ ÜZERİNE BİR ANALİZ
Authors : Yunus Emre Akbay, Merve Mumcu
Pages : 238-255
View : 9 | Download : 4
Publication Date : 2022-12-20
Article Type : Research
Abstract :Bu makalenin amacı Platon felsefesinden büyük ölçüde etkilenen, özellikle idea düşüncesi ve sanat/bilgi felsefesini bu kurama göre oluşturan Schopenhauer’ın, Platon’un idealar anlayışını nasıl felsefesine dâhil ettiğini hangi noktalarda onunla uzlaştığını ve geliştirdiğini ortaya koymaktır. Schopenhauer düşüncesini etkileyen Kant ve Upanişadlar gibi unsurlar arasında Platon’un oldukça önemli bir role sahip olduğu anlaşılmaktadır. Platon kendi düşüncesinde ideaları bilginin, varlığın ve diğer bütün felsefi alanların temeline yerleştirmiş, ruh, yeniden hatırlama ve diyalektik gibi kavramlarla fenomenler âleminde yaşayan insanın idealar âlemini kavramasını mümkün kılmıştır. Bu anlamda idealar bütün felsefi düşünmenin temelinde yatan değişmez özler olarak, fenomenler âlemindeki değişime tabi olan tekillerin pay alma ilişkisi üzerinden idealarla bağlanması sonucunda gerçek bilginin nesnesi olabilmiştir. Şu hâlde Platon için idealar numenler olarak insan bilişine açıktır. Öte yandan modern felsefenin kurucuları arasında yer alan İmmanuel Kant, akıl üzerine yazmış olduğu eserlerde numen ve fenomen ayrımını kesin bir biçimde bilginin konusu olmak bakımından ayırarak, numenleri bilginin konusu olmaktan çıkarmıştır. Kant’a göre numenlerin akıl ile bilinememesi, sadece ahlak düşüncesinin kurgulanması için bir maksim düzeyine indirgenmesi söz konusudur. Bu anlamda idealist bir filozof olan Schopenhauer, Kant’ın bu numenleri bilginin konusu olmaktan çıkarmasını yadsır ve eksik bulur. Bu nedenle o, Platon’un idealarını kendi düşüncesi içinde yorumlayarak sanat üzerinden yeniden bir kurgu oluşturur. Schopenhauer, Kant’ın felsefesinde yer alan "kendinde şey” anlamındaki numen kavramını insan bilincine yeniden açımlayarak modern anlamda sanat üzerinden Kant’ın eksik bıraktığını tamamlamak ister. O, bu nedenle Platon’un idealar kuramını felsefesine dâhil eder. Tıpkı Platon’da olduğu gibi fenomen ve numen ayrımı, Schopenhauer felsefesinde isteme ve tasarım terimleri/kavramları üzerinden yeniden gün yüzüne çıkar. Ona göre kör istenç veya istenç olarak dünya numen alanına karşılık gelirken, tasarım olarak dünya fenomenler alanına karşılık gelmektedir. Filozofa göre maddi âlemdeki, zaman, mekân ve nedensellik numenler alanına ulaşmak için kurtulunması gereken unsurlardır. Kişi fenomenler âleminden numen âlemine ancak bu bağlardan kurtulduğu zaman ulaşabilir. Filozofa göre bu kurtuluş ise nesnede var olan ideaları kavramakla mümkündür. Böylelikle felsefesinin önemli bir kısmını kapsayan, insanı hapseden kör istençten söz konusu Platoncu idealara yükselerek kurtulma ve gerçek bilgiye ulaşma olanağını verir. Bu açıdan Platon’un idealar öğretisi, Schopenhauer’da öznenin kendi başına kendinde şeye ulaşmasını, nesneyi olduğu haliyle görmesini sağlayarak istencin etkisinden, istencin sessizleşmesiyle kurtulmasını sağlar. Bu sessizleşme ise ancak estetik deneyimle mümkündür. Dolayısıyla onun felsefesinde Platoncu ideaların özel bir yeri vardır. Sonuç olarak filozofun idea düşüncesi ve sanat felsefesi çoğunlukla Platoncu unsurlarla doludur. Bu yazıda da ilk olarak Platon’un idealar anlayışına yer verilip sonrasında Schopenhauer’daki etkileri ele alınacak, iki filozof arasındaki kesişim noktaları analiz edilecektir.Keywords : Schopenhauer, Platon, Kendinde şey, İdea, İstenç., Plato, Thing-in-itself, Idea