- Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi
- Sayı: 60
- The Exorcist ve The Evil Dead Filmlerinde Arkeolojinin Bir Risk Uzamı Olarak Temsili
The Exorcist ve The Evil Dead Filmlerinde Arkeolojinin Bir Risk Uzamı Olarak Temsili
Authors : Meriç Kükrer
Pages : 45-55
View : 74 | Download : 91
Publication Date : 2023-12-31
Article Type : Research
Abstract :Bu çalışma, ağırlıklı olarak sinemanın korku alt türü içinde konumlandırılan The Exorcist (Şeytan, William Friedkin, 1973) ve The Evil Dead (Şeytanın Ölüsü, Sam Raimi ,1981) filmlerini, arkeoloji biliminin bir "risk” uzamı olarak temsil edilmesi kapsamında ele alıyor. Arkeoloji, hatta daha da ilerletecek olursak bilim, popüler kültür içinde Furedi’nin vurguladığı bağlamda bir "korku kültürü”ne hizmet eder biçimde, potansiyel bir "risk” olarak karşımıza çıkar. İncelenen filmlerde, korku kaynağının bir sosyal bilime dayandırılması bağlamında arkeolojinin farklı bir biçimde kavramsallaştırılması söz konusudur. Geçmişi maddi kalıntılar üzerinden okuyan ve yeniden inşa eden arkeologlar, bir yandan geçmiş ve bugün arasında eşik konumundayken diğer yandan da gelişmenin somut kanıtlarını ortaya koyarak zamanın nasıl tasnif edileceğini bilimsel yöntemlerle belirlerler. Fakat popüler kültürde konu arkeoloji olunca, bu durum bir korku öğesine dönüşür. Her iki filmi de, kadim zamanlarda kalması gerektiği düşünülen bilgileri araştırdığı için arkeolojiyi riskli olarak temsil eden; geçmişi, tarihi ve hafızayı da korkunun alanına yerleştiren anlatılar olarak okumak mümkündür. Dolayısıyla bu filmlerde arkeolojinin kullanımı, tarihin nasıl yazıldığı/kurgulandığı ve algılandığıyla ilgili bir yorumu da içerisinde barındırmaktadır. İki filmde de korkunun kaynağı, Sümer ve Asur uygarlıklarına ait arkeolojik kazılarla ilişkilendirilmiştir. Buradan hareketle de Mezopotamya, mistifiye edilerek tehdit unsuruna dönüştürülmüş bir coğrafya olarak inşa edilir. Korkunun ve dehşetin neden Mezopotamya medeniyetlerinden köken aldığı, burada üzerine düşünülmesi gereken bir soru olarak belirir. Olası cevapları, Batı tarihyazıcılığının tinsel yazgısını bu coğrafyaya dayandırmasında aramak yerinde olacaktır. Özetle bu çalışmada, bahsi geçen iki film üzerinden kolektif hafızamızdaki "arkeoloji korkusu” tartışmaya açılacaktır.Keywords : Arkeoloji, Risk, Korku, Sinema, Tarih