- Söylem Filoloji Dergisi
- Vol: 6 Issue: 3
- Oğuz Atay’ın "Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya" Adlı Öyküsünü Alegorik Bir Metin Olarak Oku...
Oğuz Atay’ın "Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya" Adlı Öyküsünü Alegorik Bir Metin Olarak Okumak
Authors : Mustafa Apaydin
Pages : 509-524
Doi:10.29110/soylemdergi.1022858
View : 6 | Download : 3
Publication Date : 2021-12-31
Article Type : Research
Abstract :Oğuz Atay (1934-1977), edebiyat dünyasında daha çok Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar yazarı olarak adından söz ettirse de toplam sekiz öyküsüyle modern Türk kısa öykü edebiyatının da önemli isimlerinden biri olmayı başarmıştır. Bu bağlamda Oğuz Atay’ın çok benzersiz bir öykü dünyası kurduğu ve bu yönüyle Türk edebiyatında bir aşama olduğu söylenebilir. Atay’ın 1975’te yayımlanan kitabı Korkuyu Beklerken’de "Beyaz Mantolu Adam”, "Unutulan”, "Korkuyu Beklerken”, "Bir Mektup”, "Ne Evet Ne Hayır”, "Tahta At” ve "Babama Mektup” adlı yedi öyküsü bulunmaktadır. Bu makalenin ana sorunsalı olan ve yazarın ölümünden sonra Türk Dili dergisinde yayımlanan "Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya” kitabın 1987’de yapılan ikinci basımına eklenmiştir. Öncelikle Oğuz Atay’ın "Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya”da modernleşmeye gecikmiş, periferideki bir ülkenin edebiyatı ile benzersiz bir hesaplaşma içeren alegorik bir dünya kurduğu iddia edilmiştir. Jameson’ın Üçüncü dünya edebiyatları için ortaya attığı "ulusal alegori” tezine benzer bir yaklaşımın öykünün önemli bir kısmına hâkim olduğu düşünülmüştür. Öykünün sanatın metaya dönüştüğü bir dünyada sanatçının kanon dışına çıkabilme, dolayısıyla gecikmişlik sendromunu aşabilme olasılığını tartıştığı varsayılmıştır. Öyküde kurmaca dünyayı oluşturan her ayrıntının metaforlar yoluyla alegoriyi kurduğu savunulmuştur. Bu makale, "Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya” hakkında yeni bir yorum getirme amacındadır.Keywords : Türk kısa öykücülüğü, Oğuz Atay, Demiryolu Hikâyecileri-Bir Rüya, gecikmiş modernlik, ulusal alegori