- sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi
- Vol: 13 Issue: 3 Özel Sayı
- SANAL GERÇEKLİKTE ZAMANI DENEYİMLEMEK
SANAL GERÇEKLİKTE ZAMANI DENEYİMLEMEK
Authors : Merve Kaptan
Pages : 73-94
Doi:10.32001/sinecine.1111378
View : 10 | Download : 5
Publication Date : 2022-12-31
Article Type : Research
Abstract :Bu yazı, Fransız düşünür Edmond Couchot’nun zaman kuramını temel alarak, sanal gerçeklik tekniğiyle üretilen dijital imge ve alımlama zamanı arasındaki ilişkiyi üç farklı tarihsel döneme özgü (Rönesans, mekanik üretim çağı ve dijital dönem) üç farklı görüntü mecrası (resim, televizyon/video ve dijital medya) üzerinden okuyarak, zaman kavramına bakış açımızın dijitalleşme ve sanal gerçeklikten faydalanan sanat yapıtları aracılığıyla nasıl evrimleştiğini inceler. Bu bağlamda, ilk olarak Martin Jay’in modernitenin skopik rejimleri olarak tanımladığı üç görsel altkültür açıklandıktan sonra ikinci aşamada, Edmond Couchot’nun dijital sanatlara özgü geliştirdiği estetik kuram temel alınarak, dijital imge ve alımlama zamanı arasındaki ilişki yorumlanacaktır. Son aşamada ise hareket, mekân ve zaman kavramlarına bakış açımızın ne yönde değişime uğradığı, sanal gerçekliği simülasyon, etkileşim ve immersif teknikle yaratan Kanadalı sanatçı Charlie Davies’in klasik dijital sanat yapıtı Osmose (Osmoz) aracılığıyla incelenerek tartışmaya açılacaktır. Bu tartışmada, sanal kelimesinin tanımı, gerçeğin bir uzantısı olarak ve Aristotelesçi sanal kavramını da içerisinde alabilecek bir kapsamda belirlenmiştir. Sanal; dijital aygıtların sahip olduğu bir güç/potansiyelken insan-makine etkileşimi sırasında beliren imge, ses ya da metin biçimiyle aktüelleşir. Bu makalenin amacı, 21. yüzyılın sanat hareketi olarak nitelendirebileceğimiz dijital sanatların sunduğu görsel olasılıkların, özellikle de sanal gerçeklik teknolojisinin, bizi ne ölçüde farklı bir rejime doğru yönlendirebileceğini tartışmaktır. Bu varsayıma, yani imge ve alımlama zamanı arasında yeni bir ilişki türünün doğduğu ve estetik kuramda da bunun kavramsallaştırılması gereğine göre, yeni bir zaman algısına bağlı yeni bir skopik rejimden bahsedebileceğimizi savunuyorum. Bu bağlamda, yazıda; Gilles Deleuze’ün akış-imge/zaman kavramının, imgenin geçmişini ve geleceğini sürekli bir şimdiki zamanda toplayan bir model olması bakımından dijital çağa ait yeni bir skopik rejimin kavramsallaştırılması açısından başlangıç noktası teşkil edebileceği savunulmaktadır.Keywords : sanal gerçeklik, dijital sanat, VR, zaman, imge