Joyce’un Portrait’inde Sanatçı
Authors : Fırat Yildiz
Pages : 273-277
View : 8 | Download : 3
Publication Date : 2013-02-01
Article Type : Other
Abstract :Iris Murdoch’ın Ahlak Felsefesinde sanatın önemli bir yeri vardır. A Portrait of the Artist as a Young Man Stephen Dedalus adlıkarakterin sanatçıolma yolunda geçtiği süreci ele almaktadır. Gerçek bir sanatçıolmak için Murdoch’ın ortaya koyduğu belli ölçütler vardır. Benlik gerçeği örten yapısıyla bir insanın sanatçıolmasıyolunda en büyük engellerden biri olmaktadır. Bireyin gerçekleri görmesi için benliğin bağlarından kurtulmasıgerekmektedir. Murdoch, bütün sanatçılara büyük sanatçıpayesi vermez çünkü ona göre sanatçıların birçoğu benliklerinin etkisinden kurtulamamaktadır. Bunun sonucu olarak ürettikleri sanatta benliklerinin yansımalarıgörülür. Bu tür sanat benliğin yanılsamalarıyla doludur ve insanlarıgerçekliğe yönlendirecek nitelikten yoksundur. Öte yandan gerçek bir sanatçıbireyleri yanılsamadan kurtarabilecek nitelikte sanat eserleri üretebilirler. Stephen’ın gerçek bir sanatçıolabilmesi için benliğin yanılsamasından kurtulmasıgerekmektedir. Benliğinin yanısıra aşmasıgereken başka engellerde bulunmaktadır. Sanatçıolma yolundaki diğer engeller dinin katıkuralları, İrlanda milliyetçiliği ve ailesinin sert tutumu olarak sıralanabilir. Murdoch felsefesinde insanıgerçekliğe götüren belli aşamalar vardır. Bu aşamaların bir kısmıJoyce’un bu romanında gözlemlenebilir. Bununla birlikte Murdoch’ın ele aldığıbazıkavramlar da yine Portrait’te gözlemlenir. Murdoch, hayatın rastlantılıolduğunu düşünmektedir. Bireyin varsaydığının dışındaki gerçeklik rastlantılılıktır. Portrait’te bu kavram ilk olarak Stephen’ın evi dışındaki bir mekân olan okula gitmesiyle ortaya çıkar. Stephen kendi bilincinin kapsamına alamadığıve nesneleştiremediği bu yeni yerden rahatsız olur. Daha sonra zamanla kendi bilincinin boyasıyla boyadığıbu yer, rastlantılılık özelliğini kaybeder ve bunun sonucu rahatsızlık duygusu da kaybolur. Benliğinden kurtulamamışbireyler kendilerine rahatsızlık veren durumlar karşısında hayaller dünyasında teselli ararlar. Stephen’ın da kendini okuduğu romanın kahramanıyla özdeşleştiren hayaller kurar. Murdoch, hayal kurmayıinsanıgerçeklerden uzaklaştıran, benlik dışındakini görmesini engelleyen bir durum olarak niteler. Murdoch felsefesi ile Joyce’un romanıarasında örtüşen bir başka nokta da dinin Portrait’te çok temel bir durum olmasıdır. Aynı şekilde Murdoch felsefesinde de din önemli bir yere sahiptir. Bu çalışma Stephen’ın kişilik ve deneyimlerine odaklanarak Murdoch’ın felsefesi ışığında gerçek bir sanatçıyetkinliğine sahip olup olmadığına bakacaktır.Keywords : Sanat, Sanatçı, Joyce, Murdoch