- Sanat Tarihi Dergisi
- Vol: 30 Issue: 1
- Küçük Menderes Nehri Üzerinde Hüseyin Ağa Köprüsü Hakkında Bir Değerlendirme Ve Restitüsyon Önerisi...
Küçük Menderes Nehri Üzerinde Hüseyin Ağa Köprüsü Hakkında Bir Değerlendirme Ve Restitüsyon Önerisi
Authors : Ender Özbay
Pages : 1-33
Doi:10.29135/std.660753
View : 12 | Download : 6
Publication Date : 2021-05-15
Article Type : Research
Abstract :Bu çalışmada, Küçük Menderes Havzası’nın merkezlerinden biri olarak Orta Çağ’dan itibaren gelişim gösteren, 16-17. yy.’lara gelindiğinde ticari yönden önemli bir odak, kentsel açıdan da gelişmiş bir şehir haline gelen Tire’nin yakınlarında izleri 175 m boyunca gözlemlenebilen büyük bir köprünün kalıntıları; bununla birlikte yaklaşık 220 metre boyunca izlenebilen taş döşeme eski bir kervan yolunun kalıntıları ele alınmaktadır. Yörede Hüseyin Ağa Köprüsü olarak bilinen ve bugüne yalnızca kalıntıları ulaşan köprü ve döşeme yol kalıntıları, çağlar boyunca önemini yitirmeyen bir merkez olan Tire’nin gelişkin bir yol sistemiyle ilişkisini sağlayan işlek bir yola dikkat çekmektedir. Söz konusu yol sistemi İstanbul, çevre yerleşimleri ve bölgeden geçen transit arterleri birbirine bağlayan büyük ve küçük, ana ve tali, askeri ve ticari çeşitli yollardan oluşmaktadır. Hüseyin Ağa Köprüsü’nün tarihine, kültürel bağlantılarına ışık tutmaya yönelik araştırmalarımız, litaratür taramalarımız ve somut kalıntılarında yaptığımız rölövenin sonuçları bir arada değerlendirilerek yapının yıkılmadan önceki görünümü canlandırılmaya çalışılmıştır. Yaklaşık olarak 20. yy. ortalarına ait birkaç fotoğrafın da desteğiyle yapılan bu restitüsyonun detayları ve gerekçeleri açıklanmış ve tartışılmıştır. Buna göre; Hüseyin Ağa Köprüsü 17. yy.’ın son çeyreğinde, dönemin -Evliya Çelebi’nin ifadesiyle- âyânlarından olan üç kardeşin birine, Hüseyin Ağa’ya ithafen inşa edilmiş, birkaç kez büyük hasarlar alarak tekrar tekrar onarımlar geçirmiş, estetik niteliklerini ve mimari inceliklerini yitirmiş olarak ayakta tutulduğu 20. yy.’ın son çeyreğine kadar da işlek bir geçit olmayı sürdürmüştür. Bu son döneminde yapı, bazı kâgir kalıntıların çeşitli iskeleler ve demir tabliye ile birleştirilmesiyle eğreti bir görünüm almıştır. Özgün durumunda, ana gözlü - iki yöne hafif eğimli tipte, yedi büyük gözden oluşan anıtsal bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Tüm elemanları ve kompozisyonuyla Osmanlı Klasik Dönemi’nin başkent ve çevresinde olgunlaşıp karakterize olmuş köprü geleneğiyle ilişkili görünmektedir.Keywords : Tire, taş köprü, Osmanlı köprü mimarisi, Küçük Menderes, güzergah, kervan yolları, kemer köprü, batı anadolu