Yaklaşan Son Sâat’in Ön Göstergeleri
Authors : Mustafa Kayhan
Pages : 711-745
Doi:10.18498/amailad.1355798
View : 90 | Download : 89
Publication Date : 2023-12-30
Article Type : Research
Abstract :Kur’ân, bu dünyanın bir başlangıcının olduğunu, bir de sonunun bulunduğunu beyan etmiştir. Aynı şekilde Kur’ân, insanlığın da bu dünyaya bir girişinin olduğunu ve son sâatte bir son çıkışının olacağını belirtmiştir. Ayrıca insanın sorgulanmak üzere yeniden diriltileceği bir öte dünyanın bulunduğunu da dile getirmiştir. Kur’ân, insanlığın ve evrenin bu sonunu özel bir terimle, yani son sâat ifadesiyle anlatmıştır. Kur’ân’da bu son sâat’in ansızın ve habersiz gelişeceği, bilgisinin hiç kimseyle paylaşılmadığı ve mutlak bir gayb olduğu da bildirmiştir. Yine Kur’ân, son sâat’ten evvel gerçekleşecek olan bazı alâmetlerden de bahsetmiştir. Zira bir ayette "…Onun şartları gerçekleşmiştir…” (47/18) bile buyurmuştur. Yine Cibril hadisinde Hz. Nebiye Metas sâah? sorusu yöneltilmiştir. İşte bu makalede son sâat’ten önce gerçekleşeceği Kur’ân’da beyan edilen veya yazarın alâmetler olarak değerlendirdiği konular tetkik edilmiştir. Bu etütte son sâat’in ansızın gerçekleşeceğine dair vurgu merkeze alınmıştır. Bu bağlamda asıl konu, Sûr’a üflenmesi, evrenin son bulması ve insanlığın yeryüzünden çekilmesi konularıyla desteklenmiştir. Kur’ân, son elçi olarak son sâat’in hem habercisi hem de son sâat’le ilgili tüm bilgilerin bildiricisi sıfatıyla Hz. Nebinin görevlendirildiğini belirtmiştir. Aynı şekilde son sâat’i habercisi olarak seçilen Hz. Muhammed’e Kur’ân’ın indirilmesi de son sâat’in en net göstergelerinden olmuştur. İki konuda Kur’ân’da net beyanlar yer almıştır. Kur’ân’da Hz. Nuh’tan, gemisinden veya tûfan hadisesinden geriye bir âyet bırakıldığı, bundan insanların mutlaka ibret alacağı vurgulanmıştır. Bir de Kur’ân’da iki denizin arasına bir engel konulduğu ve oraya da Firavun’un bedeninin gömüldüğü de belirtmiştir. Bu iki işaretin son sâat’ten evvel zuhur edeceği ve bir şekilde insanlığın kendisine gelmesini sağlayan bir mucize olacağı açıklanmıştır. Aslında Hz. Mûsâ’nın salih kul ile Mecmeu’l-Bahreyn’de buluşmak için çıktığı yolculuk ve o seferde değinilen kimi durumlar, iki denizin birleştiği yerin nasıl bulunacağının ve orada gömülü Firavun’un bedeninin nasıl çıkarılacağının yöntemini göstermiştir. Bunlar, sâat’in geçmişteki ön göstergeleri olduğunu ve bazı yansımalarının da gelecekte görüleceğini vurgulayan ön işaretler olarak değerlendirilmiştir. Bu aşamada son sâat’in Kur’ân’da ifade edildiği düşünülen ön belirtileri, geçmişte gerçekleşmiş ve neticesi ileride görülecek işaretler ile gelecekte gerçekleşecek belirtiler olarak ikiye ayrılmıştır. Böylece konu sadece son sâat’in ön göstergeleri bağlamında daha detaylı ve asıl mevzuya odaklı bir şekilde etüt edilmiştir. Kur’ân’da son sâat’in gelecekte ortaya çıkacak kimi işaretlerine de temas edilmiştir. Bu ön işaretlerin insanlığın uyanmasını sağlayacağı ve kendine gelmesine neden olacağı bu araştırmada net olarak vurgulanmıştır. Bu bağlamda mesela Kur’ân\'da son sâat’ten evvel ayın kesinlikle yarılacağı beyan edilmiştir. Tam olarak sıralaması bilinememekle birlikte Kur’ân\'da son sâat’in öncesinde topraktan Dâbbe gibi bir canlının ilk defa var edileceği ve bu varlığın, Allah\'ın mucizelerine inanmadıklarını insanların yüzlerine haykıracağı açıklanmıştır. Dahası Kur’ân, dünyayı saran bir dumanın gökten ineceğini ve insanları çaresiz bırakacağını da beyan etmiştir. Bu sırada Zülkarneyn’in güneşin ufukta battığı son akşama gideceği ve helak olmak üzere olan kavmi Allah’a inanmaya davet edeceği de belirtilmiştir. Bu arada daha önceden çıkmış ve o zamana kadar insanları canından bezdirmiş olan Ye’cûc ve Me’cuc’un saldırılarına Zülkarneyn’in bir set yaparak engel olacağı anımsatılmıştır. Yine Zülkarneyn’in halkı bezdiren dumanın kaldırılması için rabbine dua edeceği ve bu niyazıyla da halkın üzerine çöken felaketin kaldırılacağı dile getirilmiştir. Ayrıca Zülkarneyn\'in son sâat’te gittiği son akşamda batan güneş zamanından biraz geriye geleceği, duman felaketinden etkilenen ve onlarla baş edemeyen son dünya insanlarını tevhide çağıracağı da açıklanmıştır. Bu bağlamda sünnetullah’ın üçüncü aşamasında Yec’ûc ile Mec’ûc’un sıkıntısından usanan o toplumu gafletten uyandıracağı da ifade edilmiştir. Buna rağmen hâlâ inkârda direnenlerin son kez helak edileceği ve yerden çıkarılacak Dâbbe’nin Allah’ın mucizelerine insanlara inanmadıklarını söyleyeceği de Kur’ân’da açıklanmıştır. Kur’ân’da son sâat’in önünde belirecek bazı ön göstergelere temas edilmiş ve diğer işaretler de dolaylı yorumlarla bu kapsamda değerlendirilmiştir. Bu işaretlerin son sâat’in hemen öncesinde kısmen de olsa içine düştüğü gafletten insanlığın kurtulmasına vesile olacağı, uyanmasını sağlayacağı ve araştırılan konunun öneminin de burada kendini gösterdiği vurgulanmıştır.Keywords : Tefsir, Sâat, Sâatin Alâmetleri, Geçmiş İşaretler