- Amasya İlahiyat Dergisi
- Issue: 17
- Âlim Muhammed’in Risâlelerinde 17. Yüzyıl Sosyal Hayatına Dair Fıkhî Meseleler ve Çözümleri...
Âlim Muhammed’in Risâlelerinde 17. Yüzyıl Sosyal Hayatına Dair Fıkhî Meseleler ve Çözümleri
Authors : Mustafa ATEŞ
Pages : 399-429
Doi:10.18498/amailad.996590
View : 11 | Download : 2
Publication Date : 2021-12-30
Article Type : Research
Abstract :Osmanlı döneminde belirli konular çerçevesinde kaleme alınan risâleler, yazıldıkları zaman diliminin güncel problemlerini ve entelektüel ilgi alanlarını en iyi bir şekilde yansıtan eserlerdir. Fıkıh alanında yazılan risâleler dikkate alındığında, bu eserlerin toplumun düşünce yapısı ve sosyal hayatı hakkında ehemmiyetli veriler içerdiği söylenebilir. Daha çok yazdığı fıkıh risâleleriyle tanınan ve 22 Zilkâde 1122 (12 Ocak 1711) tarihinde vefat eden Âlim Muhammed’in toplam seksen dört risâlesi bulunmaktadır. Yazıldığı andan itibaren istinsah edilmek suretiyle Osmanlı coğrafyasının büyük bir kısmına yayılan Âlim Muhammed’in risâleleri gerek ulemânın gerekse Kazasker ve Şeyhülislam gibi üst düzey yöneticilerin ilgisine mazhar olmuştur. Büyük çoğunluğu fıkha dair olan bu risâlelerin telif sebebi, genel olarak üç başlık altında toplanabilir. Buna göre müellif bazı risâlelerini, katılmadığı bir görüşü eleştirmek için kaleme almıştır. Diğer taraftan risâlelerinden bir kısmını da gelen bir soruyu etraflıca ve delilleriyle cevaplandırmak amacıyla yazmıştır. Bazen de telif sebebini açıkça belirtmemekle birlikte sosyal hayata dair toplumsal bir problemi çözmeyi hedeflemektedir. Müellif tarafından sorun olarak addedilen meselelerin bir kısmı, bireysel davranışlara yönelik toplumdaki yaygın hatalara dair olmakla birlikte bir bölümü de hukukî problemler hakkındadır. Bu çalışmada Âlim Muhammed’in risâlelerinde fıkhî/hukukî problem olarak görülen meseleler ana başlıklar altında gruplandırılarak ele alınacak ve dönemin sosyal hayatına dair bazı tespitlere yer verilecektir. Buna göre çalışmamızda tespit edilen örnekler genel olarak üç başlıkta ele alınabilir. Bunlardan ilki ibadetlerle ilgili yanlış kabuller sebebiyle ortaya çıkan problemlerdir. Namazın kılınışı, köylerde Cuma namazı ve zuhr-i âhir namazıyla ilgili Âlim Muhammed’in risâlelerindeki meselelerin her birinde gerek halk gerekse bazı âlimler arasında var olan yanlış kabul ve telakkiler sebebiyle ortaya çıkan problemler ele alınmaktadır. Diğer başlıkta Âlim Muhammed’in bidat gerekçesiyle eleştirdiği ya da bidat olduğu iddia edildiği halde bidat olmayan uygulamaları açıkladığı konular incelenmektedir. Son başlıkta yer verilen bey‘u’l-îne, hatalı narh uygulamaları ve mükrehin talakı örneklerinde ise Âlim Muhammed’in bu meseleleri fesâdü’z-zamân kapsamında değerlendirdiği tespit edilmiştir. Âlim Muhammed’in yaşadığı dönem, uzun yıllar süren Celâlî isyanlarının sonuna denk düşmektedir. Bu sebeple toplumda yaşanan birtakım idarî ve ekonomik sıkıntıların fıkhî problem bağlamında onun risâlelerine konu olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle bey‘u’l-îne hakkındaki değerlendirmeleri ve bazı yerel yöneticilerin halka yönelik zulüm içeren uygulamalarına dair eleştirileri, ekonomik ve idari açıdan merkezî yönetimin yaşadığı sıkıntılara işaret etmektedir. Diğer taraftan bidat konusundaki tartışmalar ve ibadetlere dair ele alınan meseleler ise genel olarak her dönemde farklı şekillerde tezahür edebilecek türden problemler olarak değerlendirilebilir. Toplumsal problem olarak görülüp mezhep sistematiği çerçevesinde çözüme kavuşturulmaya çalışılan mükrehin talakı meselesi ise, incelenen örnekler arasında en dikkat çeken meselelerden biridir. Âlim Muhammed, Hanefî mezhebine göre mükrehin talakı geçerli olacağından dolayı bazı eşkıya ve zorbaların, mallarını vermemesi durumunda karısının boş olacağına dair insanlara yemin ettirdiğini ve böylece halkın mallarına göz dikerek bunları zorbalıkla ele geçirdiklerini ifade etmektedir. Bu problemi çözmek amacıyla Hanefî mezhebi çerçevesinde diğer mezheplerin görüşlerinden yararlanılabileceğini gerekçeleriyle uzun bir şekilde izah eden Âlim Muhammed, mükrehin talakının geçerli olacağına dair mezhepteki görüşü fesâdü’z-zamân gerekçesiyle tartışmaya açmaktadır. Bu durum, mezhepte sistematik tutarlılığı sağlayan bazı hükümlerin uygulamada toplumsal problemleri çözmek için yetersiz kalabildiğini ve bu kapsamda ulemânın mezhep sistematiği içerisinde çözüm üretme gayretini göstermektedir. Âlim Muhammed’in tartışmaya açtığı bu mesele, yaklaşık iki yüzyıl sonra benzer gerekçelerden hareketle Hukuk-i Âile Kararnamesi’nde yer alarak mükrehin talakının geçersiz olduğu şeklinde kanunlaşmıştır.Keywords : Fıkıh, Osmanlı, Âlim Muhammed, Risâle, Sosyal Hayat