- RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
- Issue: Ö8 Special Issue
- Twilight of the self: the uncanny
Twilight of the self: the uncanny
Authors : Nihan Saral
Pages : 786-794
Doi:10.29000/rumelide.822020
View : 13 | Download : 10
Publication Date : 2020-11-21
Article Type : Research
Abstract :Sigmund Freud, benlik konusunu ele alarak benliği akıl ile her zaman ilişkilendiren batı felsefesine katkıda bulundu. 1880'lerde, Freud geleneksel benlik anlayışına meydan okurken, kendinden yoksun bir benliğin var olduğu fikrine yakındı. Bir psikanalist olarak Freud, insanı gözlemleyerek ve deşifre etmeye çalışarak benliğin varlığına yaklaştı. Başlangıç noktası tekinsiz kelimesiydi, bu yüzden Freud'un görüşleri dikkate alındığında varlığı ve yokluğu eşit olan benliği sorgulamaya başlamak için sadece bir kelime kullandı. Freud, sorunun anlamını arayarak sorusunu çözmeye başladı. Başlangıçtaki düğüm noktası, daha sonra Almanca’da ‘unheimlich’ anlamına geldiğini anladığı ‘heimlich’ kelimesiydi. Sonuç olarak, bu esrarengiz terimi oluşturan iki farklı kelimeyi birleştirdi. Bu noktada, bu araştırma, Freud'un- işlevsellik ve amaç açısından- tekinsizliğin benlik çokluğuna, aklın ve zihnin çürümesine, imgelerin ve anlamların doğruluğu üzerindeki etkilerine ve ‘benliğin’ ‘ötekilik’ anlamına geldiği sonucuna nasıl varacağını yansıtıyor. Bilinç ve bilinçdışının birliği göz önünde bulundurulurken, modern çağımızda edebiyat ve görsel sanatlar gibi farklı çalışma alanlarında hâlâ yaygın olarak kullanılan bir terim olmasından dolayı, tekinsizin interdisipliner bir terim olup olmadığına odaklanılıyor. Bu araştırma, esrarengiz olanın ne olduğunu ve bu psikanalitik terimin edebiyatta ve diğer alanlarda nasıl kullanılabileceğini ve gelecekteki olası izdüşümleri göstermeye çalışmak için üç bölümden oluşmaktadır.Keywords : Freud, telkinsiz, nterdisipliner terimler, karşılaştırmalı edebiyat, tekinsiz vadi