- RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
- RumeliDE 2019.Ö6 - Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Uluslararası Filoloji Çalışmaları Konferansı Öz
- Melankolinin düşsel zerafeti: Virginia Woolf’un Katı Nesneler başlıklı kısa öyküsünün bir okuması...
Melankolinin düşsel zerafeti: Virginia Woolf’un Katı Nesneler başlıklı kısa öyküsünün bir okuması
Authors : Javid ALİYEV
Pages : 290-301
Doi:10.29000/rumelide.648879
View : 8 | Download : 4
Publication Date : 2019-11-21
Article Type : Research
Abstract :Nesnelerin "katı” ve "belirgin” özelliği ile bilincin "akışkan” doğası arasındaki diyalektik ilişkisellik, modernist estetiğin epistemolojisini oluşturmakla birlikte, modernist edebiyatın en önemli temsilcilerinden Virginia Woolf’un yazınsal yaratıcılığını da önemli ölçüde şekillendirmiştir. Yazınsal perspektifin farklı karakterlerin öznel bilincinden, empresyonist bir üslupla nesnelerin rengine, dokusuna ve mekansal ilişkisine dair metaforlarla zengin bir dille betimlemelere değin sürekli birbirini izlediği Woolf yazınının başarısı, nesnelerin epifanik özellikleri ile yarattığı modernist karakterlerin duygulanımlarıyla örtüşmesini çok iyi kavramasından ve bunu yapıtlarında ustalıkla yansıtmasından ileri gelmektedir. Bu bağlamda, Woolf’un bu çalışmada ele alacağımız Katı Nesneler (Solid Objects) başlıklı öyküsü özel bir anlam taşımaktadır. Öykü gelecek vadeden politikacı John’un günün birinde aniden cansız, taş gibi "katı” nesneleri takıntılı bir halde toplamaya karar vermesi ve bu nesnelerin giderek John’un bilincini gerek asıl itibarıyla gerekse metaforik olarak "ele geçirerek” yeni bir gerçeklik oluşturmasından bahsetmektedir. Bu durum Sigmund Freud’un "Yas ve Melankoli” (1917) metninde ortaya attığı ve daha sonraki metinlerinde geliştirdiği melankolinin ilksel bir kaybın yol açtığı ve adeta beyhude bir çabayla yitirilen nesne ile özdeşleşmemizin aslında "cansız olana geri dönme” dürtümüzü bastırmaya çalıştığımız fikriyle örtüşmektedir . Bunun yanı sıra, "katı olan her şeyin buharlaştığı”, gündelik hayatın, değerlerin ve insan ilişkilerinin sürekli değişime uğradığı modernizm ve akabinde yarattığı kriz ortamı, Julia Kristeva’nın belirttiği gibi "simgesel olarak kaybı zorunlu kılan” melankolinin sanatsal ifadesi için de elverişli ortam hazırlamıştır. Modern öncesi dönemin mutlak doğru anlaşıyının yerini nesnel göreceliliğe bırakması modern özneyi ve dolayısıyla edebiyattaki modernist karakterleri ontolojik yalnızlığa, varoluşsal sıkışıklığa ve zorunlu özdüşünümselliğe sürüklemiştir. Benzer şekilde modernist edebiyatın özdüşünümsellik özelliğini, modernist öznenin önceki "sabit ve bölünmez” birliğe duyduğu özlemin melankolik bir yansıması olarak da görebiliriz. Görüldüğü üzere melankoli kavramı modernist edebiyatta bir kaç düzlemde karşımıza çıkmakta ve özellikle de dikkatle incelediğimiz zaman Woolf’un külliyatı konuyla ilgili varsıl bir inceleme alanı sunmaktadır. Tüm söyleneneler ışığında bu çalışmanın amacı modernist edebiyat ve melankolik estetik ilişkisini Woolf’un Katı Nesneler öyküsü bağlamında inceleyerek nesne/özne ilişkisi ile melankoli arasındaki organik bağın izini sürmektir.Keywords : Modernist edebiyat, Virginia Woolf, Sigmund Freud, melankoli, Katı Nesneler