- RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
- Issue: 15
- Toplumcu edebiyat bağlamında eleştirel gerçekçiliğin Türk edebiyatına uygulan(ama)ması
Toplumcu edebiyat bağlamında eleştirel gerçekçiliğin Türk edebiyatına uygulan(ama)ması
Authors : Secaattin TURAL
Pages : 160-166
Doi:10.29000/rumelide.580489
View : 7 | Download : 2
Publication Date : 2019-06-21
Article Type : Research
Abstract :Türk edebiyatının en önemli sorunlarından birinin toplumcu gerçekçilerin kendi dışındaki edebi yönelimleri edebiyat dışı sayması olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bu yadsımanın Marksist dünya görüşüne dayanan Toplumcuların kendi aralarında yaptıkları bazı tartışmalara da yol açtığı bilinmektedir. Öncelikle Toplumcu gerçekçiliğin temelinde toplumculuğun gerekli ve yeterli bir şart olduğu düşüncesinin bulunduğu unutulmamalıdır. Bir eserin sanat değerini sağlayan, Marksist bir dünya görüşünü içeren politik bir tavır ve buna bağlı olarak toplumdaki sınıf çatışmasını öne çıkararak ideal kahramanlar yaratmak ve nihayetinde işçi sınıfının zaferini ilan edecek olan sosyalist bir dünyanın romantik imgelerini üretmektir. Bu hususa özellikle ünlü Marksist kuramcı Georg Lukacs dikkat çeker. Her tarihsel dönemin bunalımların, yıkımların ve yeniden doğuşların çelişik birliğinden oluştuğunu belirten Lukacs, toplumcu olmayan Balzac’ın kralcı feodal Fransa’nın kusurlarını ve acımasızlığını görkemli bir dille anlattığına vurgu yaparak Eleştirel gerçekçiliğin temellerini atar. Lukacs’a göre Balzac ve Tolstoy gibi yazarlar, hakikate karşı duydukları arzu nedeniyle yaratmış oldukları karakterler ve olayları işlerken kendi dünya görüşleri ve inançlarıyla aykırı düşmeyi bile göze alarak estetiği de ihmal etmeden içtenlik ve dürüstlükle sosyal hayattaki adaletsizlikleri, eşitsizlikleri ve sömürüyü eserlerine yansıtırlar. Türk edebiyatında toplumcu gerçekçiler, dünya görüşleri nedeniyle dışladıkları Mehmet Akif, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi yazarlarımıza ideolojik hasımlık yerine hısımlıkla bakabilseler, toplumcuların işlemiş oldukları temalara, sosyalist dünya görüşü ile olmasa da hiç de yabancı olmadıklarını göreceklerdir. Toplumcu gerçekçiler yalnızca gerici olarak kabul ettikleri yukarıdaki isimler dışında Servet-i Fünun başta olmak üzere Garip ve İkinci Yeni şiiri hakkında da benzer düşünceler ileri sürmüşlerdir. Halbuki eleştirel gerçekçilik kuramıyla bakabilseler adı geçen yazarların toplumsal hayatta kendini gösteren bir takım eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri belki farkında bile olmadan eserlerine yansıttıklarını görebileceklerdir.Keywords : Turkish literature, socialist literature, critical reality