Vitamin D’nin Hepatoselüler Karsinom Üzerindeki Etkisi
Authors : Çağrı Öner, Hatice Isan, Ranan Gülhan Aktaş, Ertuğrul Çolak
Pages : 301-310
Doi:10.20515/otd.584749
View : 20 | Download : 4
Publication Date : 2020-05-27
Article Type : Research
Abstract :Hepatoselüler karsinoma (HCC) dünya çapında görülme sıklığı açısından en çok görülen dördüncü kanser türüdür. Bu kanser türünün görülme nedenlerinin başında Tip II diyabet, obezite ve alkol kullanımı gelmektedir. Çalışmamızda, karaciğer hastalıklarında etkili olan, ancak hücresel mekanizmalar açısından etkileşimi henüz tam olarak belirlenemeyen vitamin D’nin hem ilaç formu hem de aktif formu olan 1,25-dihidroksivitaminin [1,25(OH)2D3] HepG2 hepatoselüler karsinom hücrelerinin karakteristik özelliklerinde oluşturduğu değişimlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. HepG2 hücrelerine vitamin D’nin hem ilaç formu hem de 1,25(OH)2D3 formu ayrı ayrı uygulanarak en etkili konsantrasyonları ve saatleri belirlendi. Bu aşamadan sonra uygun konsantrasyon ve saatte uygulanan her iki maddenin HepG2 hücrelerinin proliferasyonu, adezyonu ve immunohistokimyasal olarak p53 miktarındaki etkileri belirlendi. Elde edilen verilere göre, 250 nM vitamin D’nin ilaç formu HepG2 hücrelerine uygulandıktan 96 saat; 250 nM 1,25(OH)2D3 uygulandıktan sonra 48 saat sonra kontrol grubuna göre istatistiksel olarak proliferasyonun en çok görüldüğü konsantrasyon ve saat olarak belirlendi. Hem vitamin D’nin ilaç hem de 1,25(OH)2D3 formu HepG2 hücrelerinin adezyonunu kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde azaldığı belirlendi (p<0.001). Optimal konsantrasyon ve saatte uygulanan her iki vitamin D formunun p53 miktarındaki değişimleri immunohistokimyasal olarak incelendiğinde, kontrol ve sham gruplarına göre azaldığı gözlendi. Hepatoselüler kanser hastalarında uygulanacağı zaman, vitamin D dozuna dikkat edilmesi ve sürekli kontrol altında olunması yönünde ön veri sağlamaktadır. Her ne kadar bazı karaciğer hastalıklarından korunmak için önemli bir vitamin olmasına rağmen; kanser hücrelerinde proliferasyonu arttırması, adezyonu azaltması ve bir tümör baskılayıcı olan p53 miktarını azaltması konu üzerinde soru işaretleri yaratmaktadır. Vitamin D’nin hepatoselüler hastalar üzerinde uygulanması konusunda farklı bir bakış açısı yaratan sonuçlarımız, ilerleyen dönemlerde konu ile alakalı yapılacak olan çalışmalar önemli bir ön veri niteliği taşımaktadır.Keywords : vitamin d, hepatoselüler karsinom, 1.25(OH)2D3, HepG2