- Mülkiye Dergisi
- Vol: 39 Issue: 3
- İslamcılığın Fikri Taşıyıcısı Olarak Türkiye Siyasi Hayatında Necip Fazıl
İslamcılığın Fikri Taşıyıcısı Olarak Türkiye Siyasi Hayatında Necip Fazıl
Authors : Funda ÇOBAN
Pages : 59-88
View : 7 | Download : 2
Publication Date : 2015-10-23
Article Type : Other
Abstract :Türkiye’de siyasi düşüncenin oluşumunda edebiyatçı fikir ve dava insanlarının önemi büyüktür. Bu izlek içerisinde Osmanlı döneminde Tevfik Fikret’ten Namık Kemal’e, Cumhuriyet döneminde Nazım Hikmet’ten Sezai Karakoç’a dek geniş bir yelpazeyi kapsayan bir “üdeba geleneğinin” varlığından söz etmek mümkündür. Diğer bir ifadeyle şairler Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden günümüze politik ortamla ilgili yazıları, eylemleri ve davranışlarıyla siyasi geleneğin oluşumuna katkı sunmuşlardır. İşte bu gelenekte yer alan ve Türkiye’de siyasal İslamcılık akımı içinde adı saygınlıkla anılan, kendisine sürekli atıflar yapılan Necip Fazıl Kısakürek, savunduğu fikirler ve ortaya koymaya çalıştığı bütünlüklü sistem içinde yeni tartışmaları ve incelemeleri çağıracak denli önemli bir yerde durmaktadır. Potansiyel tartışmalar içinden sadece biri olan bu çalışmada, Necip Fazıl’ın bir “fikir ve aksiyon adamı” olarak Türkiye siyasi düşüncesi içinde edindiği saygın konumun, ortaya attığı fikirlerin özgünlüğünden ziyade onun edebi üslubundan ve reaksiyondaki başarısından kaynaklandığı savunulmaktadır. Bu çerçevede Necip Fazıl’ın siyasal İslam’ın bir ideoloğu değil, taşıyıcısı olduğu iddia edilmektedir. İddiayı açmak üzere çalışmanın ilk ayağında ideoloji kavramının genel tanımından hareketle “ideoloji taşıyıcısı” olmanın anlamı sorgulanmakta, bu çerçevede de bir ideoloji olarak İslamcılığın Türkiye’deki serüvenindeki genel hatlar ele alınmaktadır. Çalışmanın ikinci ayağında Necip Fazıl fikriyatının temel eseri olarak niteleyebileceğimiz “İdeolocya Örgüsü”nün düşünceleri ve sistematiği, kişisel ve politik hayatında geçirdiği dönemeçlerle ilişki içinde serimlenmektedir. Burada şairin “Büyük Doğu İdeali” adını verdiği ülkü, eserden derlenen fikirlerle açıklanmakta ardından da üstadın aktif siyasetçilerle ve siyasetle olan ilişkisi işaretlenmektedir. Son kısım ise, ilk iddianın tartışma zeminini oluşturan bu bilgiler ışığında Necip Fazıl fikriyatının İslamcılık ve milliyetçilik ideolojileri açısından özgünlüğünü sorgulamaktadır. Bu açıdan “ideolocya, komünizma, faşizma” gibi şaire has sözcüklerin bu kavramların içeriğinde değil sadece dilsel şeklinde bir yenilik getirdiği, Büyük Doğu İdeali içinde tasvir edilen devlet düzenininse Hitler Almanya’sı ile Mussolini İtalya’sının İslamcı bir versiyonu olduğu vurgulanmaktadır. Daha genel anlamdaysa “Doğu-Batı” zıtlığının zaten İslamcılık akımının köşebentlerinden biri olduğu, mefkûrenin göndermede bulunduğu “bozulmaya karşı Asr-ı Saadet” idealinin İslamcılığı zaten boydan boya kuşattığı, Necip Fazıl’ın mefkûrenin gerçekleşebilmesi için önerdiği yol haritasının birtakım İslamcı düşünürlerde mevcut olduğu referanslarla desteklenmektedir. Öte yandan, Necip Fazıl’ın İslamcı-milliyetçi kanat içinde edindiği saygın konum bir olguyken, bu saygınlığın nedenleri şairin son derece incelikli edebi üslubuna, sağ cenahtan hemen her siyasi partinin sahipleneceği kadar aktif siyasetle haşır neşir olmasına ve Nazım Hikmet ile aralarındaki imgesel-politik zıtlığa bağlanmaktadır. Nitekim örneklendirildiği üzere Necip Fazıl’ın üslubu hayran olunacak denli nitelikli görsel imgelerle, anlaşılmayı kolaylaştıran kavramsal zıtlıklarla ve dilsel akıcılıkla donanmıştır. Edipliğin politik arenadaki karşılığı ise, kitleleri kendine çekmek isteyen siyasiler için bir hazinedir. Nihai aşamada sağ cenahın ikon şairi Necip Fazıl Kısakürek’e karşı sol cenahın ikon şairi Nazım Hikmet’in tuttuğu yer, onun bu ölümsüzyerine katkı sunmaktadır.Keywords : Necip Fazıl Kısakürek, İslamcılık, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu İdeali, ideoloji.